Fenerbahçe’de 2 Nisan tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurul öncesi camianın önde gelen isimleri ligden çekilmeye yönelik önemli ifadeler kullandı. Milliyet’in usta kalemlerinden Ercan Güven, sarı-lacivertlilerin genel kurulunda alınabilecek kararları değerlendirirken Aziz Yıldırım’ın bu süreçte Ali Koç’a yeteri kadar destek vermediğini kaleme aldı.
Fenerbahçe’de gözler 2 Nisan tarihinde yapılacak olağanüstü kongreye çevrildi. Sarı-lacivertli kulübün kongre üyeleri ligden çekilme gibi tarihi bir kararın da oylanacağı genel kurulda önemli kararlar almaya hazırlanıyor.
Milliyet’in usta kalemlerinden Ercan Güven, Fenerbahçe’nin 2 Nisan tarihinde yapılacak olğanüstü kongresi öncesinde eski başkanlardan Aziz Yıldırım’ın Ali Koç’u yalnız bıraktığını kaleme aldı.
Ercan Güven’in ‘Futbolun ‘mandacıları’ F.Bahçe’nin ‘grev kırıcıları’!’ başlıklı yazısı şu şekilde:
Bireysel çıkarların açgözlülüğünü veya örgütlü kötülüğü bir kenara bırakın, her türlü hak ve adalet mücadelesinde bilerek veya bilmeyerek, korkarak veya mecbur kalarak “grev kırıcılığı” yapanlar olmuştur… Hak ve adalet mücadelesi sürdükçe olacaktır.
Çünkü, herkesin zihni-yüreği aynı kalibrede değildir.Ancak 2 Nisan’da oylanacak son Fenerbahçe direnişinde özel bir durum var. Destek veya köstek olanların mevzileri öylesine iç içe ki, motivasyonlarını kestirmek mümkün değil.
Fenerbahçe’nin mücadele ettiği ahtapotun “resmi” ve “fahri” kolları, patlamak üzere kazanın altına harıl harıl odun yığarken, bu mücadelenin hedefi “hak ve adalet ikliminden” dolaylı da olsa yararlanacak “üçüncü şahıslar”, İstiklal Savaşı’nın “mandacılarından” beter… Yüreklere korku salmaya çalışıyorlar.
Açalım…
Medeni bir ülkenin liginde saha basılmışsa, bilemediniz üç gün içinde açıklanacak Profesyonel Disiplin Kurulu’na sevklerini, on bir gündür oyalama sebebi Fenerbahçe’yi kışkırtmak ve ligden çekilmeye zorlamaktan başka ne olabilir?.. Süper Kupa, muhtemel bir “iyi niyet belirtisi olur” endişesiyle değilse, neden ertelenmedi? ABD’den dönüp kullanıma sunulan “hakem kayıtları” zamanlaması, hangi örgütün tarzı?
Doğru veya yanlış; Fenerbahçe organize bir kumpasa muhatap olduğuna inanmış, kendini de ligi de yakacak… UEFA öneri getiriyor, TFF ölü taklidi yapıyor. Fenerbahçe’nin rakibi, çaresizlikten çatıya çıkana “atla” diye bağırıyor altında kalacağını bile bile!
Şerh koyanlar da var ama neden?
Yıllardır aynı futbol atmosferinden, hakemlerden, Federasyonlardan, kısaca sistemden şikayet edip adalet aradığını iddia edenlerin kanaat önderleri, bu sisteme direnip bedel ödeyerek değiştirmeye çalışan Fenerbahçe’yi yolundan çevirmek için başına gelecek felaketleri alt alt yazıp müthiş faturalar çıkarıyorlar durmadan? Onlar da şikayetçi değil miydi adaletsizlikten; bırakın Fenerbahçe savaşsın… Niye gözünü korkutmaya çalışıyorsunuz Fenerbahçe Genel Kurul üyelerinin?
Efsane Başkan Aziz Yıldırım bile Fenerbahçe’ye yardım etmek için yanıp tutuşmakla, Ali Koç’a “bir gram faydası olmasın” titizlenmesi arasında işi yokuşa sürüyor:
“Fenerbahçe’yi şampiyon yapmayacak olan kim onu açıklasın, ona göre mücadele edelim”!..
Tersten soralım; “vesvese mi hepsi”!
Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu engellemeye çalışan, kulübü çökertmek için altını kazan kimse yok mu yani? Yalnız kurtlar gibi birkaç hakemin girişebileceği bir saldırı mı bu?
Fenerbahçe’nin 60 yıl önce baskıları protesto etmek için Saigon’un meydanında kendisini yakarak, gözleri faltaşına dönmüş Dünya’ya “en etkili itirazı” öğreten budist rahip Thick Quang Duc’ı örnek alması, “sadece kumpası kuranları memnun eder” diyenlere aldırmayın siz.
Çoğu, kendi parmaklarının ucuna da ateş değecek diye endişeli.
“Fenerbahçe bir alt lige düşerse, yine aynı Federasyon çatısı altında olmayacak mıymış?.. Futbol faaliyetlerini durdurursa dönüş için amatörden başlayan beş yıllık acı bir serüveni göze almayacak mıymış?.. Ligi terk etmek aslında mücadeleden kaçmak değil miymiş?.. Ali Bey Fenerbahçe’nin sahibi miymiş ki, böyle bir karar verebilirmiş?.. Vs…”
Tersinden sorun soruyu…
Fenerbahçe hiçbir şey yapmasın mı yani?.. Boyun eğsin, katlansın, devam etsin, ne kadar verirlerse o kadara mı razı olsun?
Ortada bir haksızlık ve haksızlığa karşı direniş yöntemi kurgulamaya çalışan bir yönetim var.
Daha iyisini öneren varsa hemen açıklasın. Gerçekten daha iyi ise ve Ali Koç o yöntemi sahiplenmezse, Fenerbahçe’ye kumpas kuranları biraz bekletip, önce Ali Koç’a çullanalım.
Yoksa gölge etmesin kimse!
“Grev kırıcılığı” ve “mandacılık”, tıpkı “zulme karşı boyun eğme” gibi toplumsal lanete muhatap davranışlardır.