Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesine ilişkin davada, Uğur Mumcu’nun ağabeyinin eşi Naciye Mumcu, tanık olarak dinlendi.
Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun Ankara’da 18 Aralık 2002’de evinin önünde silahlı saldırıda öldürülmesine ilişkin davada, 10 sanığın yargılanmasına Ankara 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen ile örgüt yöneticileri Mustafa Özcan ve Serhat Ilıcak’ın firari sanık olduğu duruşmada, tutuksuz sanıklar Levent Göktaş, Aydın Köstem, Mehmet Narin, Fikret Emek ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu hazır bulundu. Adli kontrol şartlarına uymadığı gerekçesiyle ocak ayında yakalanıp, tutuklanan Nuri Gökhan Bozkır ile başka bir davadan hükümlü eski istihbaratçı Enver Altaylı ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
‘2-3 EL SİLAH SESİ DUYDUK’
Hablemitoğlu ailesinin katılmadığı duruşmada tanıkların dinlenmesine devam edildi. Duruşmada, 1993’te suikast sonucu öldürülen gazeteci Uğur Mumcu’nun ağabeyi Ceyhan Mumcu’nun eşi Naciye Mumcu dinlendi. Hablemitoğlu’nun oturduğu binanın iki bina ötesinde oturduklarını belirten Mumcu, “Olay günü eşimle evde yemek yiyorduk. 2-3 el silah sesi duyduk. Evim olayın olduğu binaya uzak olduğu için sadece bir kalabalık gördüm. Olaydan önce evimin penceresindeyken eski model bir araç sokağa geldi. İçinden uzun boylu bir erkek indi. Üst katımdaki kişileri sordu, ben de bilmediğimi söyledim” dedi. Hamblemitoğlu’nun komşularından Ş.S., mutfakta iş yaptığı sırada silah sesi duyduğunu, camdan baktığında yan binadaki apartman görevlisi ile bir kişiyi gördüğünü söyledi. Ş.S., kapıcının yanındaki kişinin sonrasında aracına binip, olay yerinden uzaklaştığını belirtti.
‘ARACIN İÇİNDE 3 KİŞİ VARDI’
Hablemitoğlu’nu tanımadığını söyleyen tanık R.O.A. da “Olay günü annemle evden çıktık, yemek yemeye gidecektik. Kırmızı ışıkta, açık renkli bir araç patinaj yaparak geçti. Söz konusu aracın içinde 3 kişi vardı; ancak yüzlerini göremedim. Herhangi bir silah sesi de duymadım” dedi. Duruşma yarın da sürecek.